top of page

 

Caminin en önemli noktası 2.1 0x0.70 m. ölçüsünde ahşap kapı kanatlarıdır. Ağaç isçiliğinin en güzel örneklerinden biri olan bu kapılar Rûmi motifli bordürlerle panolara ayrılmıştır. Ortalarına da semse motifleri yerleştirilmiştir. Ayrıca kapıların üzerinde Cin Suresinin 1 8.Ayeti oyma sureti ile islenmiştir. Bu kapı kanatlarının Ankaralı Nakkaş Mahmutoğlu Abdullah tarafından yapıldığı ve caminin bitiminden dört yıl sonra, 1 357’de buraya yerleştirilmiştir. Caminin 1 943 depreminde son cemaat yeri ile minaresi yıkılmış, 1968 yılında yenilenmiştir. Minaresi kare kaideli olup, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.

 

Ibn-i Neccar kimdir? Buna dair hiçbir belge ve bilgi yoktur. Camiinin Kırımdan gönderilen

birtakım gelirleri olduğu ve bundan yola çıkılarak Ibn-i Neccar’ın Kırımlı olduğu tahmin

edilmektedir. Ibn-i Neccar sözlük anlamıyla “Marangozun oğlu” demektir. Bundan da yola

çıkılarak Ibn-i Neccar’ın marangoz veya doğramacı olduğu düşünülmektedir.

 

Ibn-i Neccar Camii aynı zamanda Eligüzel Camii adıyla bilinmektedir. Kastamonu merkezinin

güney doğusunda olan Ibn-i Neccar mahallesinde bulunmaktadır. Bu camiye Ibn-i Neccar

denilmesinin sebebi kitabesinden de anlaşılacağı üzere yapanın Ibn-i Neccar ismiyle şöhret

olmuş Nusret Ibn-i Murat olmasıdır. Eligüzel Camii olarak tanınmasının sebebi de bundan

yaklaşık 150 sene önce Ibn-i Neccar mahallesinde Eligüzel adıyla bilinen servet sahibi ve

cömert birinin simdi mevcut bulunan yere büyük bir bina yaparak, bu binanın o cami yakınında olmasından Eligüzel’in şöhreti doğrultusunda Ibn-i Neccar şöhretinin yok olmasından ileri gelmektedir. Halbuki Eligüzel’in bu camii ile hiçbir alakası yoktur. Sadece bu kişinin camiye bazı yardımlar yaptığı tahmin edilmektedir.

 

ibn-i Neccar Camii büyük binalar ve yüksek duvarlar arasında sıkışmış, dar sokaklı bir saha

arasında kalmıştır (BEHÇET, 1 925: 65-66).

 

Tamamı kesme tastan, itinalı bir isçilik ve göze hoş görünün bir üslupta inşa edilmiştir. Avluya

girilen tek kapını kemeri ve duvarların muhtelif yerlerinde kabartma süslemeler bulunmaktadır. Kıble duvarının dış yüzündeki kabartma bitki motifleri de dikkat çekmektedir. Ayrıca kapı tarafı hariç diğer üç cephesinin muhtelif yerlerinde bulunan büyüklü küçüklü kus barınakları ecdadımızın mahlukata karsı şefkat duygularını yansıtması yanında görünümü de güzelleştiren bir özelliğe sahiptir. Tabanı tasla döşenmiş olan son cemaat yerinin üzeri üç küçük kubbe ile örtülmüştür ( ÇIFCI, 2000:1 00-1 01 ).

 

Kapının sol tarafındaki ahşap sahanın camii sırtındaki duvarında mermer üzerine kazılmış ve

kargir olan duvara konulmuş bir kitabe vardı r. Bu kitabe üç satı r halindedir. Kitabenin genişliği 70 cm. ve yüksekliği 45 cm’dir. yazıların yüksekliğin 1 2’ser cm. olup orta ve takriben Selçuklu neshi’dir.

 

Kitabe söyledir:

KALELLAHÜ TEALA VE ENNE’L MESACIDE LILLAHI FELAED’U MEALLAHÜ AHADAN,

KALEN NEBIYYÜ ALEYHISSELAM MENBENA LILLAHI MESCIDEN BENALLAHÜ LEHÜ

BEYTEN FI’L CENNETI EMERE HAZE’L MESCIDI’L MÜBAREK EL HAC NUSRET IBN-I

MURAT EL MÜSTEHIR IBN-I NECCAR FI SENE ERBAUN VE HAMSINE VE SEB’A MIE

(754/1 353)

Manası :

“Allah Teala buyurdu ki, Mescitler Allah içindir. Orada Allah’tan başka hiçbir şeye ibadet

olunmaz. Peygamber Aleyhissalatü ve’s-selam buyurdu ki; Bir kimse Allah rızası için bir mescit yaptırırsa Allah’ta ona cennette bir ev yaptı rı r. Bu mübarek mescidi Dülgeroğlu adıyla şöhret bulunan Murat’ın oğlu Hacı Nusret (754/1 353) yılında yaptırdı (BEHÇET,1 925:66).

 

Kare planlı , tromplu, tek kubbe ile örtülü 8.63 X8.52 metre boyutlarında harim ve önündeki üç kubbeli son cemaat yerinden oluşmaktadır. Girişi kuzeyde, mihrap aksındadır. Kuzeybatı

kösesinde tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Giriş cephesinde kapının iki yanında birer, iki yan duvarda üçer, mihrabın iki yanında ikişer pencere görülmektedir (EYÜPGILLER, 1 999:69).

 

Döşeme ve minberi ahşap, mihrap alçı ve sadedir. Kapının her iki tarafında ahşap mahfiller

vardır. Duvar kalınlığı 1 06 cm. olan harimi örten tek kubbeye köselerden yarım kubbelerle

geçilir. Kubbe çevresi ve pencere kenarları kalem isi bitki motifleri ile bezenmiştir. Kubbenin

tavanında daire teşkil edecek biçimde İhlas Suresi yazılıdır.

 

Kastamonu’da Candarogulları dönemine ait ilk cami olma özelliğine sahiptir. Uzun süre harap

kalmış, 1 943 depreminde son cemaat mahallini de tamamen kaybetmiş olan cami, 1 967 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. (ÇIFCI, 2000:1 02-1 03).

 

Geçirdiği onarım sonucu yapı genel karakterini büyük ölçüde kaybetmiştir. Kiremit örtülü, çokgen kasnaklı kubbesi bu onarımda klasik dönem kubbeleri tarzında yenilenerek, özgün biçiminden uzaklaştırılmıştır.

 

Bursa Alaaddin (1 326), Iznik Hacı Özbek (1 353), Afyon Kubbeli (1 330), İnönü Hoca Yadigar

(1 374) gibi benzerleri görülen Ibn-i Neccar Camii Anadolu Beyliklerinde gelişme halinde olan tek kubbeli camilerin ilk olgun örneğidir (EYÜPGILLER, 1 999:6

Kastamonu Ibn-i Neccar Mahallesi’nde Kastamonu Kalesi’nin hemen altında bulunan bu camiyi Candaroglu Adil Bey 1353 yılında yaptırmıstır. Girişin sol tarafında bulunan üç satırlık Selçuklu nesihi ile yazılmıs kitabesinde ismi geçen, caminin banisi Ibn Neccar Hacı Nusret Bin Murat’ın kim olduğu konusunda bir bilgi bulunmamaktadır.

 

Ibn-i Neccar Camisi Beylikler Dönemi ile Erken Osmanlı dönemi mimarisini birleştiren bir mimari yapıya sahip olup, sade bir görünümdedir. Kesme tastan yapılmış olan dış duvarları son derece itinalı bir isçilik göstermektedir. İbadet mekânı 9.50x9.50 m. ölçüsünde kare planlı, üzeri 9.50 m. yüksekliğinde, 5.50 m. çapında sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Kubbeye geçiş basit tromplarla sağlanmıştır. Mihrabı alçıdan, minberi de ahşaptan yapılmıştır. iç mekanda bezeme olarak pencere kenarlarında ve kubbe eteğinde kalem isleri bulunmaktadır.

İBN-İ NECCAR CAMİ

bottom of page