top of page

.

.

.

.

BİZANS

Karatekin

.

selçuklu

Süleymanşah'ın valisi olarak bilinen mezarı bugün Çankırı'da bulunan Emir Karatekin Çankırı,Kastamonu ve Sinop'u Selçuklu sınırlarına dahil etmeyi başardı. Böylelikle Türk hakimiyeti Kastamonu'da başladı.

.

.

Karatekin

Kastamonu

.

.

.

.

Sultan Mesut devrinde, özellikle emîr Gazi’nin Danişmendli tahtında bulunduğu devrede (1115-1134), Türkiye’deki siyasi hükümranlığın Selçuklulardan Danişmendlilere geçtiğini görüyoruz.

Danişmendli - Selçuklu Çekişmesi

Kastamonu Bizans Döneminde sadece bir kaleden ibaretti.

Sultan Mesut’u Türkiye Selçuklu sultanı yapan Emîr Gazi , Sultan Kılıç Arslan tarafından fethedilen ve ölümünden sonra da oğlu Tuğrul Arslan ’ nın yönetimine geçen Malatya ’yı Aralık 1124’de ele geçirdi, böylece buradaki Selçuklu hâkimiyeti de sona ermiş oldu. Fakat öte yandan Ankara ve Kastamonu’da hükümran bulunan sultan Mesut ’ un kardeşi melik Arap , Mesut ’ la savaşa tutuşup onu yenilgiye uğrattı ise de Bizans imparatoru II. Ioannes ’ ten yardım sağlayan Mesut , bu kez kayınbabası Emîr Gazi ile birlikte Arap ’ ı yenilgiye uğrattı. Fakat melik Arap , bir yıl sonra (1127) Türk ve Ermenilerden sağladığı kuvvetlerle oluşturduğu bir orduyla, sultan Mesut ve Emîr Gazi ile yaptığı savaşlarda, önce başarılı oldu ise de Malatya yöresinde yenilgiye uğradı ve Bizans’a sığınmak sorunda kaldı. Bu başarılardan sonra Emîr Gazi, Malatya’dan Batı-Anadolu’ya kadar uzanan bölgelerde tam bir hâkimiyet kurmayı başardıktan başka kuzeyde Karadeniz kıyılarını da hâkimiyeti altına aldı.

.

.

.

.

.

Çekişme Kızışıyor

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Emîr Gazi ve Sultan Mesut'un doğudaki bu meşguliyetlerini fırsat bilen Bizans imparatoru Ioannes, Kastamonu’yu elegeçirdi, fakat çok geçmeden Emîr Gazi , burasını yeniden fethetmeyi başardı.

Loannes'in Hamlesi

.

.

.

.

.

Fakat daha sonra sultan Me sut ve emîr Gazi ’ nin Batı-Anadolu kıyılarında fetihlere girişmeleri üzerine Ioann es ’ in, yeniden harekete geçip Kastamonu’yu ele geçirmesi üzerine, Amasya ve Çankırı Selçuklu valileri Alp Arslan ve Tuğrul ile birlikte İbrahim, İnal veAydoğdu adlarındaki emîrler imparatora tâbi olmak zorunda kaldılar. Bunun üzerine emîr Gazi de karşı harekâta başlayarak Kastamonu’yu yeniden ele geçirdikten başka Albara kalesini de fethetti. Öte yandan Ioannes , ordusuyla harekete geçerek Kastamonu ve Çankırı kentlerini kuşattı. Çankırı’yı elegeçirdi, tutsak alınan Türkler, İstanbul’a gönderildi., Vefat eden babası emîr Gazi ’ nin yerine Danişmandli tahtına geçen (1134) melik Muhammed , bütün anlaşmazlıkları bir tarafa bırakarak sultan Mesut ’ la bir ittifak yapıp Ioannes ’ e karşı mücadeleye girişerek Çankırı ve yörelerini Bizans’ tan kurtardılar (1135)

Bizans İnatçı, Türkler Bitirici

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Görüldüğü gibi Kastamonu'da kalıcı bir Türk hakimiyeti sağlanamayıp Bizasm ile Türkler arasında el deiğiştiriyordu. Kalıcı Türk hakimiyeti Atabey zamanında gerçekleşmiştir.

.

.

.

Atabey Sahnede

.

.

.

.

Kastamonu Fatihi

Kaynaklarda Melikü'l Ümera olarak bilinen Hüsameddin Çoban Bey Kastamonu Fatihi olmuştur.  Selçuklu uç Beyi olan Atabeyimiz bazı kayankarda  Selçuklu sultanının oğlunun lalası yani atabeyi olarak geçer.

Emir Hüsameddin Çoban, doğruluğu, kahramanlığı, cömertliği, adaleti ve kendisine tabi olanların çokluğu itibariyle bütün ümera arasında en seçkin olanıydı. Diğer uc emirleri her yıl kendisini ziyarete gelirlerdi. Devamlı gaza ile meşgul olarak sayısız ganimetler elde ederdi. Şairlere, füzelâ ve tasavvufçulara son derece ikram ve hürmet gösterirdi

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Sultan Alâaddin, Melik Muzaffereddin ve Atabey Gazi, birlikte Kastamonu diyarını yağmalamışlar, sonra da Amasya’yı almışlardı. Sonra küffar (Bizans güçleri) bunları buralardan çıkartmıştı. Melik Muzaffereddin bir süre o bölgede kaldı. Sonra Konya’ya Sultan’ın huzuruna gitti. Sultan’ın veziri, Sultan’ın oğlunun lalası olan Atabey Gazi’yi sevmiyordu. Melik Muzaffereddin ile Atabey Gazi’nin arasını açmaya çalıştı. Beyler araya girerek durumu düzelttiler. Sultan bu iki komutanını Kastamonu diyarını fethe gönderdi.

.

Kastamonu Fatihi

.

.

.

.

.

.

.

Çobanooğulları Devri Başlıyor

Moğolların tazyikinden dehşet ve korku içinde kaçan Türkmenler, Rumlara karşı daha cesur davranarak, Kastamonu ve Ankara’dan Bizans sınırlarına giriyorlardı. Türklerin Moğolların önünden kaçtığı gibi Rumlar da Türklerin önünden kaçıyor, perişan vaziyette İzmit’e veya Boğaz’ın öte yakasına çekiliyorlardı. Bu öylesine müthiş bir yer değiştirmeydi ki, “hücrelerine çekilmiş rahipler bile” yerlerini terk etmişlerdi. Bazen de Türkmenler ile Rumlar aralarında antlaşma yapıyorlar, bu sayede Rum beldelerine Türkmen göçmenler yerleşiyorlardı.

İbn-i Said’in anlattığına göre Kastamonu Havalisine 100.000 çadırlık konar göçer Türkmen vardı.

İbn Bibi'nin "Hüsameddin Çoban Bey'in evlatları ve torunları zamanımıza kadar bu bölgede hükmederlerdi. Bunlar babalarını öyle buldular ve onun izinde yürüdüler" kaydı emirliğin statüsü tâyin bakımından son derece ehemmiyeti haizdir. Bununla beraber Çoban - oğulları emirliğinin varlığını XII. asrın sonlarına kadar geri götürebiliriz. Yazıcı - zade Ali Selçuk-name'sinde bu ailenin, oğuzların Kayı soyundan geldiğini söylemektedir

İbn Bibi'nin "Hüsameddin Çoban Bey'in evlatları ve torunları zamanımıza kadar bu bölgede hükmederlerdi. Bunlar babalarını öyle buldular ve onun izinde yürüdüler" kaydı emirliğin statüsü tâyin bakımından son derece ehemmiyeti haizdir. Bununla beraber Çoban - oğulları emirliğinin varlığını XII. asrın sonlarına kadar geri götürebiliriz. Yazıcı - zade Ali Selçuk-name'sinde bu ailenin, oğuzların Kayı soyundan geldiğini söylemektedir

Süleymanşah'ın valisi olarak bilinen mezarı bugün Çankırı'da bulunan Emir Karatekin Çankırı,Kastamonu ve Sinop'u Selçuklu sınırlarına dahil etmeyi başardı. Böylelikle Türk hakimiyeti Kastamonu'da başladı.

Kastamonu Bizans Döneminde sadece bir kaleden ibaretti.

Sultan Mesut devrinde, özellikle emîr Gazi’nin Danişmendli tahtında bulunduğu devrede (1115-1134), Türkiye’deki siyasi hükümranlığın Selçuklulardan Danişmendlilere geçtiğini görüyoruz.

Sultan Mesut’u Türkiye Selçuklu sultanı yapan Emîr Gazi , Sultan Kılıç Arslan tarafından fethedilen ve ölümünden sonra da oğlu Tuğrul Arslan ’ nın yönetimine geçen Malatya ’yı Aralık 1124’de ele geçirdi, böylece buradaki Selçuklu hâkimiyeti de sona ermiş oldu. Fakat öte yandan Ankara ve Kastamonu’da hükümran bulunan sultan Mesut ’ un kardeşi melik Arap , Mesut ’ la savaşa tutuşup onu yenilgiye uğrattı ise de Bizans imparatoru II. Ioannes ’ ten yardım sağlayan Mesut , bu kez kayınbabası Emîr Gazi ile birlikte Arap ’ ı yenilgiye uğrattı. Fakat melik Arap , bir yıl sonra (1127) Türk ve Ermenilerden sağladığı kuvvetlerle oluşturduğu bir orduyla, sultan Mesut ve Emîr Gazi ile yaptığı savaşlarda, önce başarılı oldu ise de Malatya yöresinde yenilgiye uğradı ve Bizans’a sığınmak sorunda kaldı. Bu başarılardan sonra Emîr Gazi, Malatya’dan Batı-Anadolu’ya kadar uzanan bölgelerde tam bir hâkimiyet kurmayı başardıktan başka kuzeyde Karadeniz kıyılarını da hâkimiyeti altına aldı.

Emîr Gazi ve Sultan Mesut'un doğudaki bu meşguliyetlerini fırsat bilen Bizans imparatoru Ioannes, Kastamonu’yu elegeçirdi, fakat çok geçmeden Emîr Gazi , burasını yeniden fethetmeyi başardı.

Fakat daha sonra sultan Me sut ve emîr Gazi ’ nin Batı-Anadolu kıyılarında fetihlere girişmeleri üzerine Ioann es ’ in, yeniden harekete geçip Kastamonu’yu ele geçirmesi üzerine, Amasya ve Çankırı Selçuklu valileri Alp Arslan ve Tuğrul ile birlikte İbrahim, İnal veAydoğdu adlarındaki emîrler imparatora tâbi olmak zorunda kaldılar. Bunun üzerine emîr Gazi de karşı harekâta başlayarak Kastamonu’yu yeniden ele geçirdikten başka Albara kalesini de fethetti. Öte yandan Ioannes , ordusuyla harekete geçerek Kastamonu ve Çankırı kentlerini kuşattı. Çankırı’yı elegeçirdi, tutsak alınan Türkler, İstanbul’a gönderildi., Vefat eden babası emîr Gazi ’ nin yerine Danişmandli tahtına geçen (1134) melik Muhammed , bütün anlaşmazlıkları bir tarafa bırakarak sultan Mesut ’ la bir ittifak yapıp Ioannes ’ e karşı mücadeleye girişerek Çankırı ve yörelerini Bizans’ tan kurtardılar (1135)

Görüldüğü gibi Kastamonu'da kalıcı bir Türk hakimiyeti sağlanamayıp Bizasm ile Türkler arasında el deiğiştiriyordu. Kalıcı Türk hakimiyeti Atabey zamanında gerçekleşmiştir.

Kaynaklarda Melikü'l Ümera olarak bilinen Hüsameddin Çoban Bey Kastamonu Fatihi olmuştur.  Selçuklu uç Beyi olan Atabeyimiz bazı kayankarda  Selçuklu sultanının oğlunun lalası yani atabeyi olarak geçer.

Emir Hüsameddin Çoban, doğruluğu, kahramanlığı, cömertliği, adaleti ve kendisine tabi olanların çokluğu itibariyle bütün ümera arasında en seçkin olanıydı. Diğer uc emirleri her yıl kendisini ziyarete gelirlerdi. Devamlı gaza ile meşgul olarak sayısız ganimetler elde ederdi. Şairlere, füzelâ ve tasavvufçulara son derece ikram ve hürmet gösterirdi

Sultan Alâaddin, Melik Muzaffereddin ve Atabey Gazi, birlikte Kastamonu diyarını yağmalamışlar, sonra da Amasya’yı almışlardı. Sonra küffar (Bizans güçleri) bunları buralardan çıkartmıştı. Melik Muzaffereddin bir süre o bölgede kaldı. Sonra Konya’ya Sultan’ın huzuruna gitti. Sultan’ın veziri, Sultan’ın oğlunun lalası olan Atabey Gazi’yi sevmiyordu. Melik Muzaffereddin ile Atabey Gazi’nin arasını açmaya çalıştı. Beyler araya girerek durumu düzelttiler. Sultan bu iki komutanını Kastamonu diyarını fethe gönderdi.

Moğolların tazyikinden dehşet ve korku içinde kaçan Türkmenler, Rumlara karşı daha cesur davranarak, Kastamonu ve Ankara’dan Bizans sınırlarına giriyorlardı. Türklerin Moğolların önünden kaçtığı gibi Rumlar da Türklerin önünden kaçıyor, perişan vaziyette İzmit’e veya Boğaz’ın öte yakasına çekiliyorlardı. Bu öylesine müthiş bir yer değiştirmeydi ki, “hücrelerine çekilmiş rahipler bile” yerlerini terk etmişlerdi. Bazen de Türkmenler ile Rumlar aralarında antlaşma yapıyorlar, bu sayede Rum beldelerine Türkmen göçmenler yerleşiyorlardı.

İbn-i Said’in anlattığına göre Kastamonu Havalisine 100.000 çadırlık konar göçer Türkmen vardı.

Afşar

Araplar

Ahmetler

Akyörük

Akdoğan

Alpagut

DEVAM  EDECEK

bottom of page