top of page

ARİF MUHAMMED EFENDİ «REİSİTL-KÜTTAB»

1228 = 1813

Şiir ve nesir yazarlarından siyasî bir zât olup Kastamonu'ludur. İstanbul'da tahsilini bitirdikten sonra devlet me'murluklannda yükselerek Reisü'l-küttab «Hâriciye vekili» olmuştur. 1228 târihinde İstanbul'da vefat etti. Soğuk-çeşme önünde Zeyneb Sultan Camii avlusunda medfundur, Farsça ve Türkçe şiir yazmaya muktedirdir. [Dîvânı] vardır.

 

Şiirlerinden :

Dilâ şeb mâni'-i kesb-i safâ-yi mâbitâb olmaz

lyândır vech-i Hakda fikir şekk ü inkılâb olmaz

Sipihr-i evc-i hurşîd-i hidâyette sehâb olmaz

O vechi seyreden muhtâc-ı feyz-i âfitâb olmaz

İnayet herkime yüz tutsa isyanı nikaab olmaz

Güneş doğdukda zira perde-i zulmet hicâb olmaz.

Akıbet cümlemizin menzili hâk olsa gerek

Kime etmiş bu felek kâm ü meram üzre vefâ.

 

FERİDE HANIM «BAHAR-ZÂDE KERİMESİ - KASTAMONULU»

1253 = 1837

1321 = 19§3

Kastamonu âlimlerinden ve şâirlerinden olup 1295'de vefat eden «Bahar- zâde» ismiyle meşhur (*) Râşid Muhammed Efendi'nin kızıdır. Doğum târihi 1253, doğum yeri Kastamonu'dur. Yedi yaşında iken Kur'ân-ı Kerim'i hıfz ile meşgul olup babasından Arapça ve Farsça tahsil gördükten başka hat «sülüs ve nesih» yazılarını da meşk etmiştir. İcazet aldıktan sonra sekiz - on adet Kur'ân-ı Kerîm ve bir o kadar da «Muhammediyye » yazmıştır. On altı yaşında iken aslen Kastamonu'lu olup izinli olarak adı geçen şehre gelen Meclis-i Zabtiye âzasından Ali Râif Efendi ile 1269 senesi evlenerek İstanbul'a gelmiş, zevcinin rahatsızlığından dolayı hava tebdili için 1273 de Kastamonu'ya dönmüştür. Müteakiben zevcinin vefat etmesiyle bir daha evlenmiyerek zamanını okumaya ve ilmi tedkîkata hasr etmiştir. 1288'de de ikinci defa olarak İstanbul'a gelmiş ,iki sene kadar burada kaldıktan sonra memleketine dönmüş, 1321 senesi Cemâziye'l-evvelinin lO'unda 68 yaşında vefat etmiştir. Kabri Kastamonu'nun Ağa İmareti denilen Yâkub Ağa Camii avlusunda baba ve anasının yanındadır. Mezar taşına nakş olunmuş şiir, Kastamonu âlimlerinden Sofu-zâde Tevfik Efendi'nin olup târih kısmı aşağıdadır: Getirdim çâr tekbîr eyledim târihini tam «Tevfik» Feride Hanım'm olsun makamı cennet-i a'lâ. Şiirlerini toplama ve tanzim etme âdeti olmadığından oğlu Cemâl Efendi ve torunu Râif Bey tarafından evrakı arasında bulunanlardan mâada pek çok şiiri zayi' olmuş. Şa'bâniye tarikatına intisabı olup son derece mütevâzi' ve hâtır-şinas imiş. Pek az sokağa çıkar, davet vukuunda icabet eder, latifeleri ve hâzır-cevablıklariyle bulunduğu meclisi ziynetlendirir ve neş'elendirirmişr).

 

Beyitlerinden :

Fikr idüp babt-ı siyahım kati yandım bu gece

Cevr-i dildâr ile canımdan usandım bu gece.

DAVUD İBNİ ŞEYH MUHAMMED EFENDİ

Halveti tarikatının ermişlerinden bir zat olup Kastamonu’nun Küre kazasındandır. Sultan Ahmed Han'ın oğlu Sultan İbrahim zamanında yaşamıştır. (Hûda yehdi'l-Mudıllin ile'l-Hakkı ve'l-Ahkâmı ve'ş-Şerayi) isminde Arapça bir cilt tefsiri vardır.

 

İSMAİL RUMİ

1041 = 1631

Tosya'nın Babsa köyünden olup Kastamonu'da tahsilini tamamladıktan sonra Bağdat'a giderek kalbinin tasfiyesi ile meşgul olmuş ve ikinci pîr unvanına mazhariyetle İstanbul'a gelmiş, Tophane civarındaki Kadirîhane dergâhını kurmuş; manevî feyz saçmış yüksek bir zattır. Vefatı (Kıldı İsmail Efendi nakl-i gürzar-ı cinan) mısraının delâlet ettiği 1041 H. tarihinde, kabri mezkûr dergâhtadır. Hal tercemelerinin tafsilâtı ileride kendisinden bahsedilecek Hafız Ahmed Rifat Efendi merhumun (Nefahatü'r-Riyazi'l-Âliye fi beyani tarikati'l-Kadiriyye) isimli eserinde yazılıdır.

 

Kabrinin parmaklığının üstünde aşağıdaki beyit yazılıdır:

Bilürsün ruh-i ehluUâhı kim sahib-i tasarruftur.

Bu İsmail Rumî meşhedidir, eyle istimdat.

İsmail Rumî hazretleri ile halifelerinden bazı zatların hal tercemeleri, bu tarikatın mensuplarından Tekirdağlı Sırrı Ali Efendi tarafından 1202 H. tarihinde yazılan (Tuhfe-i Rumî) ismindeki manzum eserde açıklanmıştır.

 

İBRAHİM NUREDDİN EFENDİ

1260 = 1844

Kadiri şeyhlerinden fazileth bir zat olup (Cecelizade) şöhreti ile tanınmıştır. 1260 H. küsur tarihinde memleketi olan Kastamonu'da vefat ederek İsfendiyaroğuUarmdan İsmail Bey Camii avlusuna gömülmüştür. Akaid'den (Cecelizade) adiyle söylenen bir manzumesi olduğu gibi (Şerh-i Vasiyetname-i İmam-ı Azam), (Feraidü'l-Leâli fî şerh-i Esmaîl Müteâlî) isimlerinde matbu eserleri de vardır.

 

LÂLİ MUHAMMED FENAl EFENDİ

1112 = 1700

Gülşenî tarikatının halifelerinden yüksek bîr zattır. Memleketi Kastamonu olduğu halde Edirne'de irşad vazifesiyle meşgul oldular. Birinci halifesi Sezaî Hazretleri'dir. Mesnevi-i Manevînin başlarına arifane bir şerhleri vardır ki, İbrahim Gülşenî hazretlerinin hal tercemesi ve Sezai'nin Mektubatı ile bir yerde basılmıştır. Vefatı «Meded koptu nihâi Gülşenîden bir gül ü Lâlî» mısramm delâlet ettiği 1112 H. de, kabri Edirnedeki Gülşenî dergâhındadır. Divançeleri Sezaî divanı sonunda basılmıştır.

Arifane şiirlerinden :

Ey Fenâî gel fena bahrinde ol misl-i sadef

Açma ağzın ta kemâlin bula dürr-i men aref

Her ne gelse düşten hoş gör bulasın ta şeref

Bağ-ı Vahdet bülbülü seçmez gülünü hardan

ÖMER FUADÎ EFENDİ

1046 = 1636

Şabaniye tarikatı ( ' ) arif ve fâzıllarından bir zat olup tarikatın kurucusu Şeyh Şaban Velî hazretlerinin halifelerinden Kastamonulu Şeyh Muhyiddin Efendiden hilâfet almıştır. 1046 H. de vefat ederek Şabaniye dergâhına defnedildi. Eserleri: (Tercüme-i Miyarü't-Tarika), (Vâkıât), (Risaleli Tevhidiyye), (Mürettep Dîvan), (Bülbüliyye), (Muslihu'n-Nefs), (Pendname), (Tarifat-ı İlmi Nahiv), (Risale-i Dürriyye), (Makalei Ferbiyye ve Risale-i Virdiyye) olup yalnız menkıbeleri basılmıştır.

 

Bülbüliyelerinden :

Nik-ü bedden ne olsa dilde hazır

Lisana ol olur elbette zahir

Başka beyitlerinden :

Ben belâ sahrasının mecnunu eller bihaber

Leylâyı mevlâya tebdil ettim eller bihaber

Görmek istersen eğer ilm-ü kemalin halini

Kendi âyineni saf eyle Fuadî heran

Arifane eserlerinden :

Tevsîkiye

Sedefiye

Şevkiye Fi Hakki Devran-ı Sofiyye

Şerh-i Risalei Zenbilli Ali Efendi Fi Hakki Devran-ı Sofiyye

Risale-i Devran

Ravzatü'l-Ülema

Menakib-i Şabaniyye

Şerh-i Vird-i Settar C)

Halvetiye

Küllabiye

Hayatiye

Asaliye

Silsilename

Müsellesati Tasiye

Türbename

Bu eserlerle Ömer Fuadî Efendinin oğlu «Kalbi» efendinin bazı şiirlerini ihtiva eden büyük mecmuası Yahya Efendi kütüphanesindedir.

SEYYİD AHMED HİCABÎ EFENDİ

1306 = 1888

Nakşibendî şeyhlerinin faziletlilerinden bir zat olup Kastamonuludur. Pederi Ahmed Siyahi Efendi hal tercemesi yukarıda yazılı Mevlânâ Halid'in son halifesidir ki 1291 H. de Kastamonu'da vefat etmiştir. Seyyid Efendi ilk tahsilini memleketinin âlimlerinden Keskinzadeden gördükten sonra istanbul'da Şehrî Hafız Efendiden tamamladı ve riyaziye ilimlerini de Müneccimbaşı Tahir Efendiden öğrendi. 1306 H. de İstanbulda vefat ederek pederinin yanma defnedildi. Pederi ile kendisinin hal tercemeleri Kastamonu âlimlerinden ve adliyecilerinden Zühdî Bey tarafından (Tahassür) adiyle yazılarak basılmıştır. Eserleri basılmamış

olup aşağıdadır:

(Risale-i Vahdet-i Vücud), (Telhîs-ı Fükûk), (Tahkât Ale't-Tarsusî), (Talîkat Alâ Kara Halil) den ibarettir. «Seyyid» mahlâslı şiirleri ve arifane ilahiyatı da vardır.

Beyitlerinden :

Pertev-i Şem'i hakiki çevresin pervaz iden

Yapılır pervane Âsî «Seyyidâ» âvâreler

 

ŞÂ'BAN-I VELÎ

976 = 1568

Halveti tarikatı kollarından Şabaniye .şubesinin kurucusu arif bir zat olup Taşköprülüdür. İrfan mertebelerini bitirdikten sonra Kastamonu'da halkın irşadiyle meşgul olarak pekçok arif yetiştirmiştir. Vefatı: «Eyledi Şaban Efendi azm-i dildar-i can» mısraının delâlet ettiği 976 H.

de, nurlu kabri Kastamonudadır. Arifane sözlerinin bir kısmı 1293 H. De basılan hususî menakıbnamelerinde yazılıdır. Halîfelerinden Kastamonulu Muslihiddin Vahyi Efendi de kemal sahibi bir zat olup (Mîracü'l- Beyan) isminde matbu tasavvufa ait manzum risalesi vardır.

 

YUNUS İBNİ HALİL

Halveti tarikatının değerli şeyhlerinden bir zat olup Kastamonuludur. 940 H. tarihinde îsfendiyar oğullanndan İsmail Bey namma ahlâk ve mev'ızadan bahseden (Mi'yarü'l-Esrar ve'l-Ahbar) ismiyle Türkçe mensur bir eser yazmıştır ki nüshası Yahya Efendi kütüphanesinde vardır.

 

ARECZADE AHMED EFENDİ

1120 = 1611

Fıkıh ilminde ihtisas sahibi bir zat olup Kastamonu kazalarından «Küre-i nühas» - Bakır Küresindendir. C) Tahsilini tamamladıktan sonra 1117 H. tarihinde Şehzade Cami-i Şerifine müderris oldu. 1120 H. Tarihinde de vefat etti. Eserlerinden (Camiu'ş-şuruh) ismindeki mufassal (Mülteka şerhi) nin el yazısı ile yazma nüshası Lâleli kütüphanesindedir. Her bölümü beşer mev'izadan mürekkep olmak üzere on iki mevzuu havi mufassal bir (vaaz) kitabı vardır. Pederi Şeyh Muhammed Efendi de ulemadan bir zat idi. Her ikisi de Celvetî tarikatındandır.

 

FETHULLAH ŞIRVANÎ

857 = 1453

Riyaziye âlimlerinden olup Sultan İkinci Murad devri adamlarındandır. Başlıca eserleri (Haşiye-yi Telvih), (Haşiye-yi Mevakıf) ile riyaziyeden (Şerhu Eşkâl-i Tesis), (Haşiye-î Şerhi Çaymini) vesairedir. Semerkande giderek şer'î ilimleri Seyyid Şeriften ve riyazî ilimleri

Ali Kuşçudan tahsil etmiştir. 857 H. de vefat etti. Kabri ikinci memleket ittihaz ettiği Kastamonu’dadır.

Fethullahzade şöhretiyle tanınmış olan oğlu da (Şerhu Miftahi'l- Gayb), (Haşîye-y Telvih) gibi eserleriyle âlim oğlu âlim olduğunu isbat etmiştir. Kur'an-ı Kerîm'in hususiyetlerine dair 42 bab üzerine tertib edilmiş (Miftahun-Necat) ismindeki eserin sahibi Muhammed İbni Mahmud ile fıkıhtan (Miftahü's-Saadet) müellifi Kemaleddin de Şirvandan yetişen âlimlerdendir.

HATIPZADE MUHYİDDİN EFENDİ

901 = 1495

Fatih devri âlimlerinden olup Kastamonuludur. Iznikte medfun pederi Taceddin İbrahim ile Mevlâna Ali Tûsî ve Mevlâna Hızır Beyden tahsilini tamamlamıştır. Âlimlerin büyükleri için pek lüzumlu olan vakarı gurur derecesine vardırmıştı.

Eserleri:

(Talikat Alâ Haşiye-yi Tecrid), (Talikat Alâ Evail-i Keşşaf), (Haşiye

Alâ Evail-i Şerh-i Mevakıf), (Haşiye-yi Telvih), (Risale fi beyani

beyani fezail-i cihat), (Risale fi bahsi rüyet ve kelâm), (Haşiye Alâ şerhi

vikaye), (Haşiye alâ mukaddemati erbaa), (Haşiye alâ evail-i şerh-i

muhtasar), (Risale fi tayini cihat-i kıble) vesaireden ibarettir.

 

Vefatı 901 H. dedir. Kabri Hz. Halid civarında büyük müelliflerden Ali Kuşçunun yanındadır. Mücerret üstünlük dâvası ve kıskançlık saikasiyle hal tercemesi ileride yazılı Molla Lütfinin şehadetine sebep oldu ki, bu hal kendisinin ilmen zengin ahlaken fakir olduğuna delâlet ediyor, Esef olunur.

 

SADİ ÇELEBİ (ŞEYHÜLİSLÂM)

942 = 153&

«Beyzavî muhaşşisi» adıyla meşhur olup Kastamonuya bağlı Dadaydandır. «Bekaya geçti Sadeddin-i Sani» mısraının delâleti olan 945 H. De vefat ederek Eyüp Sultan harimînde Gufran toprağına emanet kılındı. Eserlerinin en meşhuru (Tefsîr-i Beyzavî haşiyesi) dir. Diğerleri (Mecmua-yı Fetava), (Haşiye Alâ şerh-i Hidaye), (Haşiye Alel-Kamus) ile müteaddid risalelerdir. Şiire de kabiliyeti vardır. Beyitlerinden :

Âleme doldu meserret, lîk ben şad olmadım.

Ah kim ben bende, bir dem gamdan azat olmadım.

 

ZİYA EFENDİ (EVLİYAZADE AHMED ZİYAEDDİN EFENDİ)

1233 = 1817

Zamanımız âlimlerinden gayretli bir zat olup Kastamonuludur. 1233

H. de memleketinde ansızın vefat etti. Matbu eserleri:

1 — (Hulâsatü'l-Efkâr) : (Muhtasar Menar şerhidir.)

2 — (Vesiletü's-Saadet) : (Muhtasar Tecvittir.)

3 — (Vesiletü'n-Necat) : (Tertibi itibariyle ilmî kıymeti haiz bir ilmihal olup senelerce askerî rüşdiyelerde okutularak talebelerin istifadelerini mucip olmuştur. Hal tercemesi (Şeyhler faslı) nda geçen Şeyh Vefa Hz. lerine intisabı vardır.

Eserlerinden :

Fıkhın furu'undan (Âdabül-Evsıya) ismindeki risalesi 1300 H. Senesinde iki cild üzerine Mısır'da basılan (Camiu'l-Fusûleyn)'de yazılı bulunmaktadır.

 

ABDÜRREZZAK BAHİR PAŞA

«Tavukçu-başı damadı» denmekle bilinen Kastamonu'lu Reîsü'l-Küttab Hacı M u s t a f a Efendi'nin oğludur. Ulemâ faslında ismi z i k r e d i l e n Hafîd Mehmed Efendi'nin amcasıdır.

Tahsîlini ikmalden sonra devlet hizmetine girerek yükselmiş ve Reîsü'l - Küttâb olmuştur. 1194 (1780) senesinde Urfa valisi iken vefat etmiştir . Âlim, münşî, siyasî ve iyiliksever bir zat idi. Başlıca eserleri; devle’in anlaşmalarına dair (Mecmau'l-Uhûd) ismindeki kıymetli eseri ile Z e m a h ş e r î ' n i n «Nevâbiğu'l-Kelîm) adlı eserine (Şumûsu'l-Bevâzığ fî İzâeti

Müşkilâti'n - Nevâbiğ ) adı ile yazdığı şerhden ibarettir. 1212 (1797) tarihinde vefat ederek Eyyüb civarında Kâşgarî Dergâhı yoluna defn edilen Tevkiî Abdullah Berrî'nin de (Mevâridü'l-Ukûd) isminde bir eseri vardır. (Mecmau'l-Uhûd) ile ( Mevridü'l- Ukud ) ' ün tarih ve siyaset ile uğraşan kimseler için istifade edilecek eserlerden olduğu izahtan âzâde olup her ikisi de basılmamıştır. (Nevâbiğ) Üçüncü Murad devri ulemâsından Konyalı [Bâyezid ibn-i Abdü ' l - Gaffâr ] tarafındanda şerh olunmuştur.

 

LÂTİFİ ABDÜLLÂTİF EFENDİ

 

Edebiyatçılardan ve hal tercemeleri ulemasından olup Kastamonu’ludur. Hayatını (Tezkiretü'ş-Şuarâ) adlı eserinde yazmıştır. 953 (1546) tarihinde yazdığı münakkah (Tezkiretü'ş-Şuarâ}sından başka (Nesrü'l- Leâlî), (Rebîa-yi Ezhar), (Enîsü'l-Füsehâ), (Fusûl-i Erbaa), (Risale-i Evsaf-ı İstanbul), (Müretteb Dîvan), (Münazara) ve saire gibi on iki parça eseri vardır. Nesri nazmından daha kuvvetli olmakla beraber metîn ve gönül okşayıcıdır. Bir ara imaret kâtibliğinde bulunup sonradan Hazret-i Eyyüb Ensarî vakfına kâtib olmuştu. 990 (1582) târihinde Mısır'dan Yenbu'a giden bir gemi içinde olduğu halde zuhur eden şiddetli bir fırtınada boğularak Allah'ın rahmetine nail olmuştur. (Tezkire-i Riyazîde Mısır'da vefat ettiği yazılıdır.) (Mir'âtü'l-İber) isimli kasidesinden :

Su gibi sâf ol kedûretten dilâ dîdare bak

 

Sikal et âyine-i kalbi cemâl-i yâre bak.»

(Tezkire-i Şuarâ) mukaddimesinden :

«Ehl-i dillerin yanmda yâr-ı garidir kitab

Mûnis-i evkat-ı yâr-ı gam-küsârîdir kitab

Nitekim eğlencesidir mâl ü servet câhilin

Ehl-i irfanın da mâl-ı bî-şümârîdir kitab.»

Eserlerinden (Münâzara)sı hayatı Şâirler Faslında yazılı olan merhum Tevfik Bey ma'rifetiyie 1287 (1870)'de, (Tezkire-i Şuarâ)sı da tkdam Matbaası vasıtasıyle 1314 (1896) de basılmıştır. Diğerleri basılmamıştır. Yüz hadîs-i şerîfi nazmen terceme ederek (Sohbetü'l-Uşşâk) tesmiye ettiği gibi İmam-ı Alî'nin hikmetli veciz sözlerini de nazmen tercemeederek (Nazmü'l-Cevâhir) adını vermiştirki ( Nesrü ' l - Leâlî )'nin manzum tercemesidir. Eserlerinden (Nesrü'l-Leâlî), (Evsâf-ı İstanbul), (Füsûl-i Erbaa), (Rebîa-yi Ezhar)'ı ihtiva eden bir mecmua tarafımdan Müze-i Hümâyûn Kütübhânesine hediye edilmiştir.

 

ŞA'BAN İBN-İ HÜSEYİN

Riyazî ilimlerle iştigal eden ulemadan olup Kastamonu'ludur. (Risâletünfî Muaddeli'n-Nehar ve'-IAmeli bi-Aletihî) isminde bir eseri vardır.

Özel Çalışma

Biyografi

Özel Çalışma

M.T . Efendi

bottom of page