top of page

KASTAMONU KALESİNİN FETHİ

 

Kastamonu Kalesi’nin fethi konusunda çeşitli rivayetler vardır. Nitekim bu rivayetlerden birisi de

 “ Kastamonu” adının çıkmasına vesile olan Bizans tekfurunun kızı ile kaleyi kuşatan Türk beyi arasındaki gönül bağı sonunda, kalenin anahtırının bu Türk beyine atılması üzerine, bunun tekfur tarafından fakedilerek, “Moni” isimli kızını , “Kastın neydi moni” diye burçlardan aşağı atarak 40 parçaya bölünmesi ve Türkler’in kaleyi fethetmesidir.

Kalenin fethi konusunda ise en gerçekci rivayet ise Hüsameddin Çoban Bey döneminde yapılan fethtir. Bu konuda Türkiye Gazetesi’nin Rehber Ansiklopedisi’nde şu bilgiler yer almaktadır:

 

“ Selçuklu sipahileri Kastamonu Kalesi önlerine gelmişti. Kaleyi almak şöyle dursun, surlara  tırmanmak bile meseleydi. Birçok şehit verdikten sonra dönmek askerin moralini bozacaktı. Günlerden Cuma idi. Kaleye yeniden hücum için hazırlık yapılıyordu. Yunus Mürebbi isimli bıyıkları henüz çıkmamış bir genç, Çobanoğlu Hüsameddin Bey’in huzuruna çıkıp, “Beyim, koçu beyim, ata beyim, bağışlayın beni. Cenk zamanı bayraktar ben olmak isterim. Ne olur bunu esirgemeyin benden” diyerek, arzusunu bildirmiş.

 

Komutan “ Hayır” deyince, nalbant çırağı olan henüz çocuk yaştaki Yunus Mürebbi , Ata beyim , gece rüyamda sevgili ve şerefli  Peygamber Efendimizi görmekle şereflendim. Yarın bana kavuşacaksın, fakat elindebayrakla bana gel “ buyurdu, deyince gözleri yaşaran Çobanoğlu Hüsameddin Bey, sancağı bu yiğit gence öperek teslim etti. Hücum başladı. Kaleden kazan kazan kaynar yağlar dökülüp, alevli paçavralar arasında  Deli Sungurü, Derviş Musa ve Kara Duran beylerin oklarının himayesinde ilerleyen Yunus Mürebbi, belindeki urganı surlara fırlattı ve sanki kuş olup, surların sağ burcuna tırmandı. Bayrağı buraya dikti ve elindeki kılıç ile hantal kale kapısının yağlı halatlarını kesti ve kapı açıldı. Açılan bu kapıdan askerler girerek kaleyi fethettiler. Çobanoğlu Hüsameddin Bey, sağ burca  geldiğinde bu genç yiğidin vücudunda pek çok olmasına rağmen, sancağı dimdik tuttuğunu gördü. Yunus Mürebbi, şehitlik makamına ve insanlığın kurtarıcısı sevgili Peygamber Efendimize kavuşmuştur. Bu kalede “ Bayraklı Beden” veya “ Bayraklı Sultan” isimli türbe, bu genç şehide aittir.”[1]

 

 

DİPNOT

[1] ACAR, Hüsnü, Tarihte Kastamonu, Sayfa:89, 1995

bottom of page