​

Kastamonu’da Osmanlı’nın ihtişamını yansıtan nadide eserlerden biridir. Şehre hakim noktada bulunan külliye içindeki cami 954/1547 tarihlidir.

​

Kapının üzerindeki mermer Kitabesinde;

-Hz. Yakup Ağa Reisü’l-Hâzinin

-Camiyi etti misl-i Firdevs-i berîn

-Görülen bu caminin tamirini

-Kıldılar zuhhâd-u ubbâd âferin

-Dedi bir şirin sülhan tarihini

-Dâr-ı tahmid ve makâm-ı ehl-i din (954-1547)

​

Manası: Hazinedarbaşı: Yakup Ağa bu Camiyi tamir ederek yüksek Firdevs Cennetine gönderdi. Bunun tamirini gören zâhid ve âbidler beğendiler, aferin dediler. Tatlı dilli bir adam tarihini şöyle dedi. Burası Allah’a hamd ve övgü edilecek yer ve dindar kimselerin durağıdır.

​

Bina kesme taştan yapılmıştır. Sekiz köşeli 3-4 metre yüksekliğinde sütunlar oturtulmuş takların üstünde üç kubbe, caminin dış kısmını teşkil etmektedir. Kapıyı çevreleyen giriş kabartma nakışlarla süslenmiştir.  Mihrabın yer aldığı ön bölüm, üçgen planlı bir seki halinde gövdeden yarı bağımsız bir sundurma olarak dışarıya çıkıntılıdır. Mihrap kesme taştan işlenmiş mukarnas tipi süslemeler mevcuttur.

​

Mehmet Behçet eserinde bu külliyeyi anlatırken harap durumunu şöyle izah eder; “ … burası sanki bir kuş ve karga yuvası olmuştur. İbret alın ey akıl sahipleri.” diyerek duygularını izah etmiştir. Çok şükür ki Külliye tamamen tamir edilerek günümüze kazandırılmıştır. Böylesine güzide eseri bizlere yeniden kazandıran Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ve emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliriz…

​

Kaynaklar; 

Fazıl Çiftçi, Kastamonu Camileri-Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler, Ankara 2012, s.82

Mehmet Behçet, Kastamonu Eski Eserleri(Kastamonu Âsâr-ı Kadîmesi), Hazırlayan: Musa S. Cihangir, Kastamonu 1998, Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi Yayınları: 1, s.91

Fotoğraf: Hakkı AKSOY (son üç )