top of page

Moğol tahakkümü altında hüküm süren Türkiye Selçuklu Sultanı Gıyaseddîn II.Mesud'un kardeşine karşı yürüttüğü mücadele sonucu ve yardımları dolayısıyla İlhanlı Hükümdarı Geyhatu tarafından bir nevi ödüllendirme mahiyetinde Eflani'nin idaresi Yaman Candar'a verilmiştir.(1290) Bu dönemde Kastamonu'da Çobanoğullarından Mahmud Bey hüküm sürmekteydi. Yaman Candar çevresine karşı etkili olmasına rağmen Mahmud Bey'e güç yetirememiş ve Kastamonu'nun alınışı Süleyman Paşa tarafından gerçekleşmiştir.

Yaman Candar dönemi  hakkında fazla bilgi olmasada elindekini koru, çevreye yayıl siyaseti güttüğünü söyleyebiliriz.                                                                                                                   www.kastamonutarihi.com

Vefat tarihi ve mezarının nerede olduğuna dair elimizde kaynak bulunmamaktadır.Tahminen mezarının Eflani'de bulunması mutemeldir.

Camiü'd düvel'de akıllı, adeletli,cesur müdebbir bir şahsiyet idi. Bizzat ve müstakilen bu beldelere hakim oldu. Çünkü sultanlar ve hakanları arasında hercümerç tevali ediyordu. Kendisi fesat erbabını izale ediyor, küffar ve müşrikin ile  mücadeler ediyordu. Ölünceye kadarda böyle devam etti. diye ifade edilmektedir.

Şemseddin Yaman Candar

Resim temsilidir

I.Süleyman Bey

Süleyman Bey, beylik döneminin bir bölümünü İlhanlı Hükümdarına sadakat içinde sürdürmüştür. Yani babasının tutumunu sürdürdürdüğü nü görmekteyiz. Dönemin sikkeleri İlhanlı Hükümdarı Ebu Said adına bastırıldığı görülmüştür.(Altta bir örnek mevcut) Fakat Süleyman Bey daha sonları sikkeleri kendi adına bastırmaya başlamıştır.(Özellikle Ebu Said'in ölümünden sonra)

Süleyman Bey emirliği ele alınca ilk işi Kastamonu'yu ele geçirmek olmuştur. Topladığı askerlerle Kastamonu idaresini elinde bulunduran Çobanoğlu Mahmud Bey'in üzerine sefere çıktı. Mahmud Bey bu savaşta yenildi ve burada vefat etti. Böylelikle Süleyman Bey Kastamonu ve çevresini ele geçirmiş oldu ve Kastamonu hakimeyeti başlamıştı. Fakat tam anlamıyla bağımsız bir bey mi idi? Bu konu hakkında bilgi verecek olursak yukarıda da söylediğimiz gibi Ebu Sai'in ölümüne kadar onun adına sikke bastırılması ve Demirtaş'ı zapt etmesi için gönderilen Emir Çoban'ın Sivas'a  geldiğini duyan Süleyman Paşa hemen Sivas'a giderek İlhanlılar'a ittati olduğunu bildirmiştir. Geerek bu durumlar gerkse Mahmut şirazinin eserinde kullanığı tabirler bunu göstermektedir. Yani bir mühlet tam anlamıyla bağımsız bir bey olmamıştır. Tabi bu durum politik düşüncenin bir ürünüdür.                                                                     www.kastamonutarihi.com

Süleyman Bey 1322 yılında Sinop'u alarak büyük oğlu İbrahim Bey'in idaresine vermiştir. Daha sonra Safrabolu'yu alarak ortancı oğlu Ali Bey'e vermiştir. Süleyman Paşa daha sonra küçük oğlu nu veliaht ilan etmiş fakat bu durum büyük oğlunun isyanıyla karşılaşmasına sebebiyet vermiştir.  Süleyman Bey vefat ettikten sonra yerine İbrahim paşa geçmiştir.

Süleyman Bey öldükten sonra Sinop Emiri olan büyük oğlu İbrahim Bey Kastamonu emiri olmuştu. Halbuki babası valihat olarak küçük oğlunu tayin etmişti fakat bu durum İbrahim Bey'in isyanına sebep olmuştu.

Mesalikül ebsar, İbrahim Paşanın Mısır hükümdarı ile münasebet kurduğunu, elçi gönderdiğini, iki tarafta muharabelerin eksik olmadığını yazmaktadır. Aynı eserde İbrahim Paşa emri altında kırk kadar kasaba olduğu ve gerektiği zaman bu kasabalardan 23-30 bin süvari toplayabildiği yazılıdır. www.kastamonutarihi.com

İbrahim Paşanın vefat tarihi ve mezarının nerede olduğu bilinmemektedir. Dönemi hakkında da fazla bilgi yoktur.

Adil Bey 1325 senesinden sonra beyliğin başına geçtiği rivayet edilmektedir. Fakat kaç sene beylik makamında bulunduğu bilinmemektedir. Camiüddüvel'de Adil Bey'in ismi gibi adil olduğu geçmektedir. Yine aynı eserde Adil Bey için, hüsnü siyret ve cehit sahibi olduğu yazmaktadır.

Ölümüne kadar beyliğin sınırlarını muhafaza etti, ölüm yılı kesin olarak bilinmemektedir.

                                                                                               www.kastamonutarihi.com

Kastamonu merkezdeki İbn-i Neccar Cami Adil Bey'in döneminde yaptırılmıştır.Kendisi vefat edince yerine oğlu olan Kötürüm Beyazıd geçmiştir. Aşagıda soldaki sikkeler onun dönemine aittir.

İbrahim Paşa

Adil Bey

Celalettin Beyazıd

Adil Bey'den sonra yerine Osmanli tarihlerinde "Kötürüm" lâkâbiyla taninan oglu Celaleddin Bayezid Bey geçmistir (1361). O'nun zamaninda Candarogullari Beyligi içte ve dista pek çok hadiselere sahne olmustur. Önceleri Celaleddin Bayezid, Osmanli Padisahi I.Murad (Hüdavendigar)'la dostça geçiniyordu. Hatta itaatini dahi arzetmisti. Bayezid, komsusu olan beyliklerden Sivas'taki Kadi Burhaneddin ile bozustu. Sebep ise Amasya'da bulunan damadi Ahmed Bey'in, Kadi Burhaneddin tarafindan öldürülen babasi Sadgeldi Pasa'nin intikamini almak için kendisinden yardim istemesi oldu. Kötürüm Bayezid damadina iki defa yardim ettiyse de her defasinda maglup oldular (1383-4).

Bu sirada Candarogullari Beyligi'nde iç karisiklikllar bas gösterdi. Bayezid'in tahtini küçük oglu Iskender'e birakmak düsüncesinde olmasi büyük oglu Süleyman bey tarafindan tepkiyle karsilandi. Kardesini öldürerek babasina isyan eden Süleyman sonunda Osmanli padisahi I.Murad'a siginarak ondan yardim istedi. Böylece iki beylik arasindaki dostluk sona erdi ve I. Murad bir osmanli ordusunu Süleyman Bey komutasinda Bayezid üzerine yolladi. Kastamonu'da yapilan savasta Kötürüm Bayezid yenildi ve Sinop'a çekilmek zorunda kaldi (1383). Böylece Candarogullari Beyligi birinin merkezi Kastamonu ve digerinin Sinop olmak üzere ikiye ayrildi.   www.kastamonutarihi.com

 

Süleyman Pasa'nin Kastamonu'da hükümdarligi uzun sürmedi.Osmanlilarin baskisina tahammül edemeyen Süleyaman Pasa Kastamonu'yu terketti. Ancak halkin O'nun tarafini tutmasi üzerine I.Murad burada daha fazla tutunamayacagini anlayinca Kötürüm Bayezid'e haber göndererek fethettigi kaleleri kendisine terkettigini bildirdi. Kötürüm Bayezid Bey, bu firsati kaçirmayarak Kastamonu'yu tekrar eline geçirdi. Bu durum karsisinda Süleyman Pasa, ikinci defa Sultan Murad'tan yardim istedi ve Osmanlilar'in yardimiyla Kastamonu'yu yeniden aldi (1384).

Bu son hadiseler sirasinda hasta olan Kötürüm Bayezid Sinop'a çekildikten bir süre sonra vefât etti. Yerine Sinop Beyligi'ne oglu Isfendiyar Bey geçti (1385).

İkinci Süleyman Paşa

Süleyman Pasa, Kastamonu'da Beyligin idaresini ele geçirdikten sonra himayesini gördügü Osmanli Devleti ile dost geçinmeye büyük önem gösterdi. Hatta Osmanli Padisahi I.Murad'in Karaman'a karsi yaptigi sefere (1386) ve Balkanlar'daki I.Kosova Savasi'na (1389) yardimci kuvvetler göndererek istirak etmis oldular. Bu dostluk Yildirim Bayezid'in ilk yillarinda da devam etti. Ancak, Yildirim Bayezid'in Anadolu Beyliklerini kendi hâkimiyeti altinda toplamak istemesi ve bu amaçla Candarogullari'nin da yardimiyla Bati Anadolu Beyliklerini ortadan kaldirmaasi, Süleyman Pasa'yi kendi beyliginin gelecegi konusunda endiseye düsürdü. Bu sirada hemen bütün Anadolu Beylikleri, Osmanli Devleti'ne karsi birlesmekte idiler.  www.kastamonutarihi.com

 

Candaroglu II.Süleyman Pasa da Sivas hükümdari Kadi Burhaneddin ile anlasti. Yildirim Bayezid'in Kastamonu üzerine yürümesi karsisinda Süleyman Pasa, Kadi Burhaneddin'den yardim istedi. Kadi Burhaneddin'in yardima karar vermesi ve Yildirim Bayezid'i tehdit eden mektup göndermesi Osmanli ordusunun geri dönmesini sagladi. Ertesi yil (1392), Yildirim tekrar Kastamonu üzerine yürüdü. Fakat, Kadi Burhaneddin'in yardim için geldigi haberini alinca yeniden geri dönmek zorunda kaldi. Nihâyet, Nisan 1392'de Osmanli ordusu gerekli hazirliklarla Kastamonu'ya dogru ilerledi. Süleyman Pasa, Kadi Burhaneddin'in yardimini saglayamadan Yildirim Bayezid tarafindan maglup edilerek öldürüldü. Böylece Osmanli padisahi Bayezid, Kastamonu'daki Candarogullari Beyligi'ne son vermis oldu

Candaroğulları Beyleri

Candaroğulları Beyleri

İsfendiyar Bey

Candar-oğlu Celâleddin Bayezid'in ortanca oğlu olan îsfendiyar Bey'in doğum tarihi bilinmemektedir. Şehzade îsfendiyar 1383 senesine kadar Kastamonu sarayında kaldı: sonra babası Bayezid ile Sinop'a gitti 1 . Babası iktidar mevkiinde bulunduğu sırada bir ara Amasya emiri Ahmed Bey'e yardım için gönderilen kuvvetlerle birlik te Amasya'ya geldi Hüseyi n Hüsameddin onun uzun müddet buraburada kaldığını kaydeder 

îsfendiyar Bey, Kardeşi II. Süleyman Paşa'nın Yıldırım Bayezid tarafından öldürülerek beyliğin Kastamonu şubesi topraklarının (1392) Osmanlı ülkelerine katılmasından sonra, 1385 yılından beri sahibi bulunduğu sinop'ta 4 müstakil kalarak, tahtın yegâne varisi durumuna gelmişti. 1385-1402 yılları arasında taht için mücadele ettiği sıralarda Beylik, babasının devrine nazaran çok zayıflamış bulunuyordu. Hele 1390 dan sonra Yıldırım'ın orta ve kuzey Anadolu'da yayılma siyaseti-bilhassa Tebriz-Bursa ipek yolu üzerindeki beyliğe ait merkezleri Osmanlı kontrolü altına sokma projesini gerçekleştirme yolundaki kat'i kararı-Candar-oğullarının nüfûz sahasını iyiden iyiye tehdide başlamıştı. Hakikaten de bu tarihlerden sonra Osmanlıların giriştikleri tecavüzî hareketler neticesinde Beylik topraklarının büyük bir kısmı elden çıkmıştı.  www.kastamonutarihi.com

Onun, oğlu II. İbrahim Bey adında telif edilen Cevahiru'l-esdâf isimli tefsirin mukaddimesinden Ebu'l-Feth 5 künyesini Bezm-Rezm'- in kaydına göre de Çelebi 6 ünvanını kullandığı anlaşılmaktadır. İsfendiyar Bey'in, kardeşi II. Süleyman Paşa'nın Kastamonu'da hakim olduğu sıralarda Sinop'taki hayatı,siyasî faaliyetleri ve Sinop'ta müstakil kaldığı 1392 yılından, beyliğin tahtına çıktığı 1402 yılına kadar ki devrede Osmanlı devleti ve komşuları ile olan siyasî ilişkilerine dair bilinenler, doyurucu olmaktan uzaktır.

TİMUR İLE GÖRÜŞMESİ

Yıldırım Bayezid tarafından toprakları ellerinden alınan Anadolu Beylerinin 1400 tarihine doğru Timur karargâhında toplanmaları ve bu arada Candaroğlu Çelebi İsfendiyar Bey'in Timur'la olan ilk münasebeti,Timur devri tarihlerinde sükûtla geçilmektedir. Bu tarihlerden İbn Arabşah, yalnız Germiyan Beyi'nin Timur'a kaçtığını Karaman, Menteşe ve Saruhan memleketlerinin Bayezid tarafından ele geçirilmiş olduğunu zikrediyor.

Yine diğer Timur devri tarihçisi Şerefeddin Yezdi, ise Aydın, Menteşe, Germiyan ve Karaman'ın zaptından söz ediyor. Sinop emîri İsfendiyar Bey'in Timur'la olan ilk münasebeti hususunu Aşık Paşa-zâde Neşri gurubunun verdikleri kıymetli bilgilerinden öğreniyoruz. İsfendiyar Bey, Timur'un Bayezid üzerine yürüyüşe geçmesinden önce, Erzincan'a gitmiş ve buranın emîri Mutahharten ile birlikte Alıncak kalesini görmeğe gelen Timur'la buluşmuştu. Bilindiği gibi, Yıldırım ve Timur arasındaki ihtilâf Osmanlı padişahının mağlubiyeti ile biten Ankara muharebesiyle neticelenmş ive Sultan Bayezid hasmına esir düşmüştü. Çelebi İsfendiyar'ın, Candaroğulları Beyliğinin eski topraklarına sahip olması ve Osmanlı tabiiyetinden kurtulması, işte bu savaştan sonra Timur'un eski Anadolu Beyliklerini yeniden canlandırması sayesinde mümkün olabilmişti.

Ankara savaşından sonra İsfendiyar Bey'in Timur'la karşılaşması hakkında en geniş malumatı devrin müverrihi Şerefeddin Yezdi'ye borç luyuz, bu karşılaşmayı bize şu şekilde nakletmektedir: 
"Denizli civarında Timurtaş'ın yaptırmış olduğu Menderes nehri üzerindeki köprüden geçip oraya konduğu zaman İsfendiyar Bey'le-Menteşeoğlu Mehmed Bey- Timur'un huzuruna gelerek gereken saygıyı gösterdiler, kendisine bin at hediye ettiler. Timur büyük bir lütufkârlık gösterdi ve onlara akranlarından ziyade iltifat etti; kendilerine hil'at, kemer ve külâh vererek mükâfatlandırdı. İsfendiyar Bey yanında kaldı. Mal almış olan Mehmed Bey'de yerine döndü".

İsmail Bey

Candar (İsfendiyar) Oğulları Beyliğinin 10. hükümdarıdır. Babası II. Tâceddin İbrahim Bey’in ölümü üzerine 1443 yılında bey oldu. İlk zamanlar kardeşi Kızıl Ahmet Bey ile aralarında veraset meselesinden dolayı çıkan anlaşmazlık sona erdikten sonra kendini imar, bilim ve sanat işlerine verdi. Bu süre içinde birçok yerde cami, medrese, kütüphane, imâret, köprü, han ve hamam gibi eserler yaptırdı. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon seferi hayatının dönüm noktası oldu. Kastamonu’nun elinden çıkacağını anlayan İsmail Bey, Sinop’a gidip kaleye kapandı. Fatih, Kastamonu’ya geldi ve burayı zaptetti (1461). İsmail Bey’in Sinop’a gittiğini öğrenen Fatih, Kastamonu’dan Sinop’a geldi. İsmail Bey, Sadrazam Mahmut Paşa ile yaptığı bir mülâkatta verilen teminat üzerine kaleyi barış yoluyla teslim etti (1461). Bunun üzerine Fatih de İsmail Bey’e Bursa Yenişehir ile İnegöl ve Yarhisar’ı dirlik olarak verdi. Oğlu Hasan Beyi de Bolu sancağının tımar sahibi yaptı.

 www.kastamonutarihi.com

Fatih, ilmî ve ahlâkî meziyetlerini bildiği İsmail Bey’e kardeş muamelesi yaptı. İsmail Bey, Sinop’tan Kastamonu’ya döndü. Oradan da Devrekâni’ye giderek ailesini yanına aldı. Veziri Şahinoğlu Şehâbettin Ağa ile birlikte Yenişehir’e gitti. Bir süre sonra kendisine Filibe sancağı verilerek orada oturmakla görevlendirdi. 1479 yılında Filibe’de öldü. Orada yaptırmış olduğu Bey Mescidi yanındaki türbeye gömüldü.

 

İsmail Bey, Candaroğulları hanedanının seçkin bir üyesidir. Fıkıha dair Hulvîyyât-Sultanî(veya Şâhî) adlı Türkçe bir eser yazmıştır. Bu eser, dili bakımından da önemli bir belge sayılır. Çevresindeki bilim adamlarına da Türkçe eserler telif ve tercüme ettirmiştir. Zamanında Kastamonu, Anadolu’nun en önemli bir bilim şehri, sarayı da birçok bilgin ve şairleri etrafında toplayarak onları himaye eden büyük bir kültür merkezi olmuştur.

KAYNAKLAR

Talat Mümtaz Yaman, Kastamonu Tarihi, 1936

Yaşar Yücel, Candaroğulları

Abdülkerim Abdulkadiroğlu / Candaroğlu İsmail Bey ve Hulviyyât-ı Sultânî Adlı Eseri Üzerine Notlar

(Kültürümüzden Esintiler, 1997), Erdoğan Alp / Candaroğulları Beyliği ve Kastamonu (2000), Türk Ansiklopedisi (c. 20, s. 303-304), Nail Tan – Özdemir Tan / Gurur Kaynağımız Kastamonulular IV (2005)

Resim temsilidir

Resim temsilidir

Resim temsilidir

Resim temsilidir

Resim temsilidir

Resim temsilidir

Resim temsilidir

Beğen

  • Facebook Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Google+ Social Icon
  • YouTube Social  Icon
  • Pinterest Social Icon
  • Instagram Social Icon

Paylaş

bottom of page